Türkiye’nin rüzgar enerjisi sektörü, son yıllarda büyük bir ivme kazanarak, ülkemizin enerji dönüşümünde önemli bir rol oynamakta. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği‘nin verilerine göre, Türkiye’de 7 kule, 4 kanat, 4 jeneratör ve dişli kutusu üretim tesisi olmak üzere yüzlerce farklı rüzgar enerjisi sanayi kuruluşu faaliyet gösteriyor. Bu tesisler, ülkenin enerji bağımsızlığını artırmak ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için kritik öneme sahip.
Günümüzde, rüzgar enerjisinin Türkiye’nin günlük elektrik üretimindeki payı yaklaşık yüzde 14’e ulaşmış durumda. Bu rakam hiç de azımsanacak bir rakam değil. Yıl sonuna kadar tamamlanacak projelerle bu oranın daha da artması bekleniyor. Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedefleri kapsamında, 33 bin megavatlık mevcut kurulu gücün 2035 yılına kadar 120 bin megavata çıkarılması planlanıyor. Bu hedef doğrultusunda, hükümet ve özel sektör yoğun bir çalışma içerisinde. Yapılan hesaplamalarda Türkiye’nin rüzgar gücü potansiyeli 48 bin MW olarak tespit ediidiği düşünüldüğünde (offshore (deniz üstü) türbinleri de dahil) önümüzde daha çok yol olduğu görülmekte. Bu kapsamda, Yenilenebilir Enerji Kanunu kapsamında 2035 yılına kadarki hedef (rüzgar enerjisi olarak) 30 GW yani 30.000 megavat olarak hedeflenmektedir.
Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) yarışmaları, bu hedeflere ulaşmada önemli bir araç olarak öne çıkıyor. Bu ayın başında yapılan YEKA RES 2024 yarışmalarında, 3 ilde toplam 5 YEKA için 1200 megavatlık bağlantı kapasitesi tahsis edildi. Bu yarışmalar, hem yenilenebilir enerji kurulu gücünü artırıyor hem de elektrik enerjisi maliyetlerini düşürüyor. Ayrıca, yerli üretimin teşvik edilmesi ve kalifiye iş gücünün geliştirilmesi açısından da büyük katkı sağlıyor.
Ekonomik açıdan bakıldığında, Türkiye’nin rüzgar enerjisi ekipman imalatı sektörü geçen yıl 2,2 milyar dolarlık bir değere ulaştı. Yapılacak yeni yatırımlarla, bu sektörün potansiyelinin 10 milyar dolar seviyesine çıkabileceği öngörülüyor. Bu, Türkiye’nin enerji sektöründe ekonomik büyümeyi ve istihdamı artırma potansiyelini gösteriyor.
Türkiye genelinde, 7 bölgede faaliyet gösteren 280 rüzgar santrali ve 4 bin 360‘dan fazla türbin ile rüzgardan enerji üretimi gerçekleştiriliyor. 13 Şubat itibarıyla, toplam kurulu güç 13 bin 43 megavata ulaştı. Son 22 yılda enerji talebinin üç katına çıktığı Türkiye, artan talebi karşılamak ve dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımlarını sürdürüyor.
Türkiye’nin rüzgar enerjisi alanındaki bu kararlı adımları, hem çevresel sürdürülebilirlik açısından hem de ekonomik kalkınma ve enerji bağımsızlığı açısından büyük önem taşıyor. Bu gelişmeler, ülkenin gelecekte daha yeşil ve bağımsız bir enerji profiline sahip olmasına katkıda bulunacak.